Hindistan Başbakanı Modi’nin Moskova ziyareti ne anlama geliyor?

Geçtiğimiz günlerde bir kez daha Hindistan Başbakanı olarak yemin ederek üçüncü dönemine başlayan Narendra Modi, ilk yurt dışı ziyaretini Rusya’ya yapmak ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Pazartesi günü Moskova’ya gidecek.

Başbakan Modi, iki günlük Moskova ziyaretinin ardından Avusturya’ya gidecek.

Modi’nin yeni dönemindeki ilk yurt dışı ziyaretinin dış politika öncelikleri açısından Hindistan’ın komşularıyla başlayacağı düşünülüyordu ancak o, Rusya’yı tercih etti.

Peki Modi’nin bu seçimi ne anlama geliyor?

Beş yıl aradan sonra Moskova’ya ilk ziyaret

Hindistan Başbakanı beş yıl aradan sonra ilk kez Moskova’yı ziyaret edecek. Bu ziyaret, Putin’in Batılı ülkelere karşı diplomatik destek ve askeri ittifak aradığı bir döneme denk geliyor.

Rus haber ajansı TASS’ın haberine göre Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Pazar günü verdiği röportajda, Batılı ülkelerin Hindistan Başbakanı Modi’nin Rusya ziyaretini “yakından ve kıskançlıkla takip ettiğini” söyledi.

Peskov, “Kıskanıyorlar ve yakından takip ediyorlar. Yakından takip etmeleri, buna çok önem verdikleri anlamına geliyor. Yanılmıyorlar, çok önem verilmesi gereken bir konu.” [görüşme]”dedi.

Peskov, Salı günü yaptığı açıklamada, Putin ile Modi arasındaki görüşmede “gündemdeki tüm konuların” ele alınacağını söyledi.

Rusya-Ukrayna krizine genel bakış

Modi’nin Moskova ziyareti, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana ilk ziyareti olacak.

Putin ile Modi arasındaki görüşmede Ukrayna krizine ilişkin önemli noktalara değinilmesi bekleniyor.

Dış politikasında çoklu ortaklıklar kurmayı hedefleyen Modi yönetimindeki Hindistan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra Moskova yönetimini açıkça kınamayı reddetmiş ve bu tutum Batılı ülkeler tarafından hoş karşılanmamıştır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Rusya’yı kınayan oylamalarda defalarca çekimser kaldı.

Rusya ve Hindistan’ın 1971’de imzalanan Dostluk Anlaşması’ndan bu yana güçlü bağları var.

Hindistan askeri teçhizat açısından büyük ölçüde Kremlin’e bağımlı.

Ukrayna’daki savaştan sonra Delhi, Moskova için önemli bir ticaret ortağıydı. Bunun en önemli göstergesi Hindistan’ın Batılı ülkelerin itirazlarına rağmen Rusya’dan indirimli fiyatlarla ham petrol almaya devam etmesidir. Bu, Batılı ülkelerin izolasyonuyla karşı karşıya kalan Rusya için önemli bir cankurtarandır.

Modi, Putin’le en son 2022’de Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinin oturum aralarında görüşmüştü.

Putin, 2023 yılında Hindistan’ın başkanlığında yapılacak G20 zirvesine katılmayacağını açıklamıştı. Zirve sonunda Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınayan nihai bir açıklama yayımlandı. Putin’in ardından Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de zirveye katılmayacağını açıkladı.

Rusya ile Çin arasında yakınlaşma

Rusya, 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesinden bu yana Batı ile yaşanan gerginliklerin ardından Hindistan’ın stratejik rakibi Çin ile daha yakın temaslar kurdu. Rusya ile Çin arasındaki yakınlaşma, Himalayalar’da Çin ile sınır anlaşmazlığı yaşayan Hindistan’ı endişelendiriyor.

Çarşamba günü Kazakistan’daki ŞİÖ zirvesine katılan Putin ve Xi Jinping, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine övgüde bulundu. Putin, ikili ilişkilerin “tarihlerinin en iyi döneminden” geçtiğini ve dünya için istikrar sağlayıcı bir güç temsil ettiğini söyledi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline başlamasından sadece birkaç gün önce Putin ve Xi Jinping “sınırsız dostluk” ilan ettiler.

ABD ile güçlü bağlar

Modi’nin Rusya ziyareti Hindistan’ın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile güçlü bağlarını sürdürdüğü döneme denk geliyor.

ABD ve Hindistan’ın Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki politikasına ilişkin ortak kaygıları var.

Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Washington’a yaptığı ziyarette Modi, ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelerek savunma, ticaret ve teknoloji alanlarında artan iş birliğini ele aldı. Ziyaret sırasında Hintli lider Kongre’ye de hitap etti.

Hindistan, ABD, Japonya ve Avustralya ile birlikte 2007 yılında başlatılan Asya NATO’su olarak bilinen Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’nun (QUAD) üyesidir.